Şahane bir akşam yemeği sonrası eve dönüyordum. Alışveriş poşetlerini kapının önünde bırakıp yukarı çıkarken, ev sahibem Münevver abla yanıma geldi ve “Çocuklarınız hala gelmediler mi?” diye sordu. Ben de “Hayır, henüz gelmediler.” diye cevapladım. O da bana yemek hazırlamasını teklif etti ve ben de bu teklifi seve seve kabul ettim.
Yiyeceklerimizi yedikten sonra sohbet ettik. Eşi ölmüş olan Münevver abla, hiç çocuğu olmamıştı ve cinsel hayatından pek de memnun değildi. Fakat o gece, konuşmalarımız sayesinde içindeki korkuları atarak rahatlamıştı. Benim eşim ise o gece oldukça heyecanlıydı. Balayı otelimizdeki süitte, gerdek gecesi gibi davranmak yerine özel bir buluşma gibi davrandım. Eşime isteğimi direkt belli etmeden önce sohbet ettik ve güldük. Sonra yatağa geçtik ve sarıldık. Sabah olmadan önce ise ona “Haydi tatlım, külotumu doldur ve döllerini boşalt.” dedim.
Hemen yataktan doğruldum ve annemin külotunu yatağın üzerine serdim. Daha önce yaptığım en güzel otuzbirlerden birini yapacaktım. Külotun ön tarafını dantelli kısımdan darbelerle açtıktan sonra büyük bir zevkle döllerimi boşalttım. Beyaz saten külot, spermlerimle dolmuştu. Bu sırada annem de kalçalarımı sıkarak…
